🐃 And So Because But Konu Anlatımı
18Mayıs 2011. #1. Comparative ve superlative konu anlatımı. Comparative and Superlative. Comparative and Superlative Forms. Karşılaştırma ve üstünlük durumları. The Comparative Form. Karşılaştırma durumu. The comparative form, which is made by adding -er or a preceding more to the adjective, shows either a greater degree or
SimplePast Tense - Regular Verbs (İngilizce Anlatım) 11. Simple Past Tense - Irregular Verbs (İngilizce Anlatım) 12. Simple Past Tense Stative Sentences - was / were (İngilizce Anlatım) 13. Irregular Verb List : Düzensiz Fiiller Listesi 14. Past Continuous Tense :
Acollection of English ESL Past simple tense powerpoints for home learning, online practice, distance learning and English classes to teach about
9sınıf denklemler ve eşitsizlikler konu anlatımı arşivleri. Kimyasal Tepkimeler ve Denklemler video 10. sınıf Hocalara Geldik We cannot load the video because your browser does not support JavaScript. Hep Seninle!Sen de Classcope'un uzman kadrosuyla sınavlara hazırlanmak istiyorsan sitemizi ziyaret edebilirsin.So. 9. sınıf
7 Sınıf İngilizce - Parties - Konu Anlatımı. önüne geldikleri sayılabilen ve sayılamayan isimlerin miktarını veya kaç tane olduklarını gösterir. herhangi bir); sayılabilen ve ilk harfi sessiz olan nesnenin önünde kullanılır. An (bir; herhangi bir); sayılabilen ve ilk harfi sesli olan nesnenin önünde kullanılır.
WRITINGNOTLARI- 2. Bugün Writing Task-2 hakkında bilgiler vermeye çalışacağım. En özgür olduğumuz writing kısmı Task-2'dir. IELTS puan değerlendirmesinde Task-1 'e göre daha zor kabul edilse de bir tabloya bağlı olmaksızın istediğinizi yazma özgürlüğünü size başka hiçbir soru veremez! Task-2 kısmı sınav anında
Hesaid: "I feel sad." He said that he felt sad. he was hungry. John's original words: "I am hungry." We sometimes change the tense of the reported clause by moving it back one tense. For example, present simple goes back one tense to past simple. We call this change " backshift ".
Why are you doing this?) because they are just curious. Whereas, when you ask your question with weshalb or weswegen you already presuppose that there must be a particular reason “why something went wrong” or, according to the example above, why someone is late. I hope that was helpful ? das Sprachgefühl – feeling for language
because-dığı için, çünkü Bağlaç 19. so bu yüzden Bağlaç Eş Anlamlılar consequently bu yüzden Bağlaç hence bu yüzden Bağlaç that is why bu yüzden Bağlaç therefore bu yüzden Bağlaç 20. unless -mezse, mazsa Bağlaç 21. until -e kadar Bağlaç 22. whatsoever hiç mi hiç Bağlaç 23. when -dığı zaman Bağlaç
JcfTz. HAVE TO / HAS TO KONU ANLATIMI Have to Dışarıdan gelen kurallara uyma zorunluluğu bildirir. Olumlu Cümleler Cümlede öznelerimiz I, you, we, they olursa "have to", he, she, it olursa has to kullanılır. - I have to wear a suit at work. İşyerinde takım elbise giymem gerekiyor. - You have to be silent in the hospital. Hastanede sessiz olmalısınız. - He has to work seven days. Yedi gün çalışmak zorunda. - My father has to go to work on weekdays. Babamın hafta içi işe gitmesi gerekiyor. - We have to stay at the hotel tonight. Bu gece otelde kalmak zorundayız. Olumsuz Cümleler Yapmak zorunda değilim anlamında; I, you, we, they ile "don't have to", he, she, it ile "doesn't have to" kullanılır. - I don't have to wear a suit at work. İşyerinde takım elbise giymek zorunda değilim. - I don't have to call you. Seni aramak zorunda değilim. - We don’t have to get up early. Erken kalkmak zorunda değiliz - My father doesn't have to go to work on weekend. Babam haftasonu işe gitmek zorunda değildir. - She doesn't have to come to the party. Partiye gelmek zorunda değil. Soru Cümleleri I, you, we, they özneleriyle “do - have to”, he, she, it ile “does - have to” kullanılır. - Do you have to go to work? İşe gitmek zorunda mısın? - Do we have to wait for them? Onları beklemek zorunda mıyız? - Do you have to get up early on weekends? Hafta sonları erken kalkmak zorunda mısın? - Does he have to learn English? İngilizce öğrenmek zorunda mı? - Does she have to wash the dishes? Bulaşıkları yıkamak zorunda mı? Geçmiş Zaman Hali Geçmiş zamanda bir mecburiyetten bahsedileceği zaman sadece “had to” kullanılır. "Must" yardımcı fiilinin geçmiş zamanı da "had to" dur. Olumsuzu didn't have to şeklindedir. Sorusu ise "Did + özne + have to" dur. - I had to sleep early last night. Dün gece erken uyumak zorundaydım. - He had to work overtime yesterday. Dün fazla mesai yapmak zorunda kaldı. - You didn't have to lie. Yalan söylemek zorunda değildin. - She didn't have to help me. Bana yardım etmek zorunda değildi. - Did you have to get up early? Erken kalkmak zorunda mıydın? - Did she have to tell her everything? Ona her şeyi anlatmak zorunda mıydı? MUST / MUSTN'T KONUSUNU İNCELEMEK İÇİN TIKLA
After, before, while, when, so, because After Sonra cümlenin ortasına gelebileceği gibi cümlenin başına da gelebilir. After’dan sonra “isim” ya da “–ing-” gelebilir. We watched TV after the dinner. Akşam yemeğinden sonra TV seyrettik. After I swam, I sunbathed. After helping my mother, I went out. Before önce anlamındadır. Before’dan sonra bir “isim” ya da “–ing”li bir fiil gelebilir. Before cümlenin ortasına gelebileceği gibi cümlenin başına da gelebilir. I put on my hat before going out. Dışarı çıkmadan önce şapkamı giydim. She was very happy before her birthday party. Doğum partisinden önce çok mutluydu. Before going to work I usually have breakfast. işe gitmeden önce genellikle kahvaltı yaparım. I buy plane tickets before reserving our hotel rooms. Otel odalarımızı ayırtmadan önce uçak biletlerini alırım. While iken anlamına gelen bir bağlaçtır. Cümlenin ortasına ya da başına gelebilir. I never read newspaper while eating something. Bir şey yerken asla gazete okumam. I saw some old friends while I was at shopping center. Alışveriş merkezinde iken eski birkaç arkadaşı gördüm. Because Çünkü anlamındadır. Genellikle Why Niçin, Neden sorusuna cevap verilirken kullanılır. Why do you like dogs? Köpekleri niçin seversin? Because, they are friendly. Çünkü onlar dost. Why do you like cake? Pastayı niçin seversin? Because, it is sweet Çünkü, o tatlıdır. “Because” sebep – sonuç ilişkisi olan iki cümleyi birbirine bağlar. I can’t go out because the weather is very cold. Dışarı çıkamam çünkü hava çok soğuk. Hava çok soğuk olduğundan dışarı çıkamam. I can’t buy that car because it is very expensive. Araba çok pahalı olduğundan onu satın alamam. I can’t drink the tea because it is very hot. Çayı içemem çünkü çok sıcak. Çok sıcak olduğundan dolayı çayı içemem. She can’t play basketball because she is short. O basketbol oynayamaz çünkü kısa boyludur. Cümle ortasındaki “because”dan sonra genellikle özne gelir. So Bu yüzden, bundan dolayı anlamındadır. “So” sebep sonuç ilişkisi olan iki cümleyi bağlar. There was an accident so I was late for work. Kaza vardı bu yüzden işe geciktim. George was ill so he couldn’t go to school. George hasta idi bu yüzden okula gidemedi. I need some money so I am waiting you. When dığı zaman –iken –dığında – diğinde anlamına gelen cümlenin başına ortasına gelebilir. When I was in the USA, I visited many places. Ben Amerika’da iken pek çok yerler ziyaret ettim. I could swim when I was six. Altı yaşındayken yüzebilirdim. Which Cümlenin ortasında bağlaç görevi üstlenir. olan- ki o, ki onlar anlamına gelir. I have got a house which is near the sea. olan Denize yakın olan bir eve sahibim I like hotels which have big rooms. Büyük odaları olan otelleri severim. We prefer a house which has a garden. Bahçesi olan bir evi tercih ediyoruz. Cümlenin ortasındaki Which’den sonra yardımcı fill veya fiil gelir. EXERCISE A Fill in the blanks with “because –so – which”. ALI"TIRMA A Boşlukları because – so – which ile tamamlayınız. 1. I have got a car …………….. has ABS system. 2. She can’t come ……………... she is ill. 3. She finished her school ………… she went her hometown. 4. We prefer cities …………. have metro system. 5. She can’t pass her exam …………… she never studies her lessons. EXERCISE B Fill in the blanks with “after or before” ALI"TIRMA B Boşlukları after –before ile doldurun. 1. …………… I have breakfast; I wash my face and hands. 2. …………….the school, I visited the library. 3. …………….. going out, she always turns off the radio. 4. We can go to the theatre ……………. the dinner. 5. …………….. coming, please call us. 6. …………….. the rain, the streets were wet. 7. He takes a bath ……………. work. 8. I need to buy a present ……………. James comes. 9. I will see you ……………. work. 10. .……………. we entered the cinema, we bought tickets. 11. ……………. Tom ate dinner, he went to the library. 12. ……………. I was a child, I lived with my grandparents 13. ……………. I went to school, I ate a hamburger. 130 SUMMARY ÖZET After Sonra cümlenin ortasına gelebileceği gibi cümlenin başına da gelebilir. After’dan sonra isim ya da –ing- gelebilir. We watched TV after the dinner. Akşam yemeğinden sonra TV seyrettik. Before önce anlamındadır. Before’dan sonra bir isim ya da –ing’li bir fiil gelebilir. Before cümlenin ortasına gelebileceği gibi cümlenin başına da gelebilir. I put on my hat before going out. Dışarı çıkmadan önce şapkamı giydim. While ‹ken anlamına gelen bir bağlaçtır. Cümlenin ortasına ya da başına gelebilir. I never read newspaper while eating something. Bir şey yerken asla gazete okumam. Because Çünkü anlamındadır. Genellikle Why Niçin, Neden sorusuna cevap verilirken kullanılır. Why do you like dogs? Köpekleri niçin seversin? Because, they are friendly. Çünkü onlar dost. So Bu yüzden, bundan dolayı anlamındadır. So sebep sonuç ilişkisi olan iki cümleyi bağlar. There was an accident so I was late for work. Kaza vardı bu yüzden işe geciktim. When dığı zaman –iken –dığında – diğinde anlamına gelen cümlenin başına ortasına gelebilir. When I was in the USA, I visited many places. Ben Amerika’da iken pek çok yerler ziyaret ettim. Which Cümlenin ortasında bağlaç görevi üstlenir. olan- ki o, ki onlar anlamına gelir. I have got a house which is near the sea. olan Denize yakın olan bir eve sahibim VOCABULARY agency ajans attention dikkat base temel chairman sözcü choice seçenek collection kolleksiyon communication iletişim date tarih December Aralık document belge edge kenar election seçim evening akşam fire ateş front ön future gelecek hair saç income gelir June Haziran knowledge bilgi list list love aşk machine makina music müzik November Kasım official resmi opinion fikir opposition karşı, muhalefet option opsiyon organization organizasyon performance performans plant bitki population nüfus possibility olasılık purpose amaç quarter çeyrek reference referans requirement gereksinim response cevap river nehir second saniye, ikinci secretary sekreter size ölçü, beden solution çözüm space uzay speaker spiker start başlamak statement ifade, cümle step basamak street cadde success başarı sun güneş Sunday Pazar talk konuşma thought düşünce training eğitim tree ağaç turn dönmek, döndürmek weight ağırlık TEST XIV 1. I can’t go out .......................... it is very cold. a after b before c because d so 2. ........................... I was in the USA, I visited many places. a When b After c Before d So 3. There was an accident .......................... I was late. a when b before c after d so 4. ......................... I finished dinner, I went to bed. a After b Because c So d Which 5. I have got a house ........................... is near the sea. a after b before c so d which 1. c 2. a 3. d 4. a 5. d
MUST / MUSTN'T KONU ANLATIMI Must, İngilizce’de fiile “meli, malı” eki veren bir modaldır. Zorunluluk , yükümlülük bildiren cümleler kurmak için kullanılır. Must’ın geçmiş zaman kullanımı yoktur. Must; Have to ve Should ile anlam bakımından benzerlik gösterir. Kişinin kendinden kaynaklanan veya kendi fikrini içeren zorunluluklar ifade edilirken "must" kullanılır. Dış etkenlere bağlı olarak dışarıdan kaynaklanan zorunluluklar için ise "have to" kullanılır. "Must ve have to" çoğu zaman birbirinin yerlerine kullanılabilirler. "Should" ise bir şeyi yapmanın iyi olacağını ifade eder, yani tavsiyede bulunur. Must > Yapmalıyım. Have to > Yapmak zorundayım. Should > Yapsam iyi olur. Olumlu Cümleler Özne + Yardımcı Fiil must + Fiil - I must go to bed early. Erken yatmalıyım. - You must study lesson. Ders çalışmalısın. - We must be quiet. Sessiz olmalıyız. - You must show your passport. Pasaportunu göstermelisin. - He must study lesson. Ders çalışmalı. - You must stop smoking. Sigara içmeyi bırakmalısın. Olumsuz Cümleler Özne + Yardımcı Fiil must not = mustn’t + Fiil - You mustn't be noisy. Gürültülü olmamalısın. - She mustn't brings her dog in here. Köpeğini buraya getirmemeli. - You mustn't drive here. Burada sürmemelisin. - You mustn't eat in the classroom. Sınıfta yemek yememelisin. - They mustn't take photos in the museum. Müzede fotoğraf çekmemeliler. - People mustn't cut down trees. İnsanlar ağaçları kesmemeli. Soru Cümleleri Yardımcı fiil must + Özne + Fill - Must you always be a first? Hep birinci olmak zorunda mısın? - Must she go to doctor? Doktora gitmek zorunda mı? - Must I do this? Bunu yapmalı mıyım? - What time must we go there? Oraya ne zaman gitmeliyiz? Not “Must” kendi kendine yapılan bir muhasebe olduğu için başkasına sorulma durumu yaşanmaz dolayısıyla soru cümlelerinde pek kullanılmaz. Soru cümlelerinde genellikle “Have to” kullanılır. HAVE TO KONUSUNU İNCELEMEK İÇİN TIKLA Popular Posts İngilizce tarih sormak - What day is today? Bugün günlerden ne? - It is Friday. Cuma - What day is it tomorrow? Yarın günlerden ne? - It is Saturday. Cumartesi - What is the date today? / What is today’s date? Bugünün tarihi ne? - Today is the second. / It is the second. Bugün ayın ikisi. * The ve sayının onun ardından gelmesi, ingilizcede tarih ifadelerinin bir kalıbıdır. - When is your birthday? Doğum günün ne zaman? - It is on the 14th of March. / It is on March the 14th. 14 Mart'ta. İngilizce tarih yazımı ★ Tarih yazımında Amerikan ingilizcesi ile İngiliz ingilizcesi arasında farklar bulunur. ⋆ İngiliz ingilizcesinde tarih formatı DD / MM / YYYY = GÜN / AY / YIL ⋆ Amerikan ingilizcesinde tarih formatı MM / DD / YYYY = AY / GÜN / YIL 5 August 2011 - the fifth of August, 2011 ▸ 5th August 2011 - August the fifth, 2011 ▸ August 5th, 2011 8 May 2012 - the eighth of May, 2012 ▸ 8th May 2012 - May the eighth, 2012 ▸ as -dığı için , -dan dolayı since -dığı için, edeli, olalı because çünkü, dolayı, yüzünden now that -dığından, madem due to yüzünden, sayesinde, ötürü, dolayı owing to yüzünden, sayesinde, ötürü, dolayı because of yüzünden, sayesinde, ötürü, dolayı thanks to sayesinde as a result of sonuç olarak therefore onun için, bu nedenle, bu yüzden so bu yüzden, diye, yani, dolayısıyla concequently bu nedenle, sonuç olarak thus böylece, bu nedenle * As, since ve because bir şeyin nedeninden söz ederken kullanılır. “-den dolayı, ... yüzünden” anlamlarına gelirler. Eğer sözü edilen neden, söyleyen ve dinleyen tarafından biliniyorsa ya da bu neden cümlenin en önemli parçası değilse as ve since kullanılır. As ve since ile başlayan cümlecikler çoğunlukla cümlenin başına gelir. Because ise sözü edilen nedene daha çok vurgu yapar ve dinleyicinin bilmediği yeni fikirleri ifade eder. - As I was tired, I went to bed early. Yorgun olduğum için erkenden Have to Dışarıdan gelen kurallara uyma zorunluluğu bildirir. Olumlu Cümleler Cümlede öznelerimiz I, you, we, they olursa "have to", he, she, it olursa has to kullanılır. - I have to wear a suit at work. İşyerinde takım elbise giymem gerekiyor. - You have to be silent in the hospital. Hastanede sessiz olmalısınız. - He has to work seven days. Yedi gün çalışmak zorunda. - My father has to go to work on weekdays. Babamın hafta içi işe gitmesi gerekiyor. - We have to stay at the hotel tonight. Bu gece otelde kalmak zorundayız. Olumsuz Cümleler Yapmak zorunda değilim anlamında; I, you, we, they ile "don't have to", he, she, it ile "doesn't have to" kullanılır. - I don't have to wear a suit at work. İşyerinde takım elbise giymek zorunda değilim. - I don't have to call you. Seni aramak zorunda değilim. - We don’t have to get up early. Erken kalkmak zorunda değiliz - My father doesn't have to go to İngilizce yer edatları isimlerden önce kullanılan ve kullanıldığı ismi dolaylı tümlece çeviren kelimelerdir. in içinde, -de, -da * Genel anlamıyla, çevresi çoğu kez üstü de kapalı bir ortamın içinde demektir. - It is in the box. Kutunun içinde. - There is some water in the glass. Bardağın içinde biraz su var. - It is in the house. Evde. - I am in the kitchen. Mutfaktayım. - They are in the classroom. Sınıftalar. - The dog is in the garden. Köpek bahçede. - We are in the sea. Denizdeyiz. - Linda is in the car. Linda arabada. - I am in the helicopter. Helikopterdeyim. * Kıtalar, ülkeler, eyaletler, şehir vb. ile kullanılırken yer belirtir. - We are in Turkey. Türkiyedeyiz. - I am in İstanbul. İstanbul'dayım. * Hal ve durum göstermede kullanılabilir. - We are in trouble. Başımız belada. * Diğer in bed, in the newspaper, in the book, in the picture, in the sky, in the street etc. on üzerinde, de, -da * Üzerinde üstünde anlamınd
“And”, “ but” ve “or” ve, fakat, veya kelimeleri, kelime gruplarını veya cümleleri birbirine bağlamakta kullanılan bağlaçlardır. And “Ve” anlamına gelir. İki ya da daha fazla bilgiyi birleştirmede kullanılır. “And” bağlacını iki kelime veya kelime grubunu birleştirirken kullanabiliriz. Örnek Time and money are valuable. Zaman ve para değerlidir. I always make a schedule and stick to it whatever happens. Sürekli program yaparım ve ne olursa olsun programa bağlı kalırım. İkiden fazla kelime veya kelime grubunu birleştiriyorsak, “and”den önce virgül kullanırız. Örnek It’s important to make time for school, family, and work. Okula, aileye ve işe zaman ayırmak önemlidir. İki veya daha fazla cümleyi birleştirmek için kullanıyorsak, “and”den önce virgül kullanırız. Örnek Jane always makes a schedule, and she sticks to it whatever happens. Jane sürekli program yapar ve ne olursa olsun programa bağlı kalır. But “Fakat, ama” anlamına gelir. İki zıt bilgiyi göstermek için kullanılır. “But” bağlacını iki zıt kelime veya kelime grubunu birleştirmek için kullanabiliriz. Örnek He has money but not time. Parası var ama zamanı yok. I am very good at driving a car but not at riding a bike. Araba sürmekte iyiyim ama bisiklet sürmekte değil. İki cümleyi bağlamak için kullanıyorsak “but”tan önce virgül kullanırız. Örnek Mark goes to bed early, but he is always late for work. Mark yatağa erken gider ama işe hep geç kalır. Or “Ya da, veya” anlamına gelir. İki alternatifli bir seçimin olduğunu göstermek için kullanılır. Örnek İki kelime veya kelime grubunu birleştirirken kullanabiliriz. Örnek Teenagers need to sleep seven or eight hours a night. Ergenlerin gecede yedi ya da sekiz saat uyuması gerekir. Does he work during the day or at night? Gündüz mü gece mi çalışıyor? İki cümleyi bağlamakta kullanıyorsak, “or”dan önce virgül kullanırız. Örnek Do you go swimming, or do you go to gym at weekend? Hafta sonu yüzmeye mi gidersin yoksa spor salonuna mı? Bu bağlaçları kullanırken yapılan en sık hatalardan biri gereken yerde virgül kullanmamaktır. Dolayısıyla yukarıda bahsedilen virgül kullanımı kurallarına dikkat edilmeli. Dolayısıyla yukarıda bahsedilen virgül kullanımı kurallarına dikkat edilmeli. Kısaca özetlemek gerekirse cümleleri bağlıyorsanız bu bağlaçlardan önce virgül kullanmalısınız ve “and” bağlacını ikiden fazla kelime veya kelime grubunu bağlamada kullanıyorsanız yine virgül kullanmalısınız. Diğer yapılan bir hata ise cümlelere bu bağlaçlar ile başlamaktır. Örnek Jim likes to exercise. But he doesn’t have time for it every day. X Jim likes to exercise. And he goes to gym every day. X Jim goes to gym. Or he goes to swimming every day. X Jim likes to exercise, but he doesn’t have time for it every day. √ Jim likes to exercise, and he goes to gym every day. √ Jim goes to gym, or he goes to swimming every day. √
and so because but konu anlatımı